14 Mayıs 2011 tarihinde yapılacak olan Galatasaray kongresinde, başkanlık için yarışacak 3 adaydan biri olan Prof. Dr. Mehmet Helvacı’nın, seçilmesi durumunda takımın başına getireceği “futbol aklı” belli oldu.
Mehmet Helvacı |
Helvacı, seçim dönemi süresince katıldığı televizyon ve radyo programlarında, kongre üyeleri ile yaptığı toplantılarda, hep bir futbol aklından bahsetmişti. Galatasaray’ın yaşadığı başarısızlık dönemlerinde, her defasında bir futbol aklının katkıları ile çıkışa geçildiğini ve bugünün de tam olarak bir çöküş dönemi olduğunu söylüyordu. Daha önceki başarısızlık dönemlerinden Jupp Derwall ve Karl-Heinz Feldkamp’ın Galatasaray’da futbol ekolünü baştan şekillendirmesi ile çıkan, üstelik çıkış dönemini Galatasaray tarihinin en büyük başarıları ile taçlandıran kulübün, bugün yine bu şekilde bir futbol aklına ihtiyacı olduğunu savunuyordu.
Futbol aklından kasıt, bu kişiyi sadece takımın başına geçirmek değil, tüm transferlerin, alt yapı sisteminin bu futbol aklı tarafından oluşturulması ve geleceğin şekillendirilmesiydi.
Helvacı bu isimi açıklamadı halen resmen fakat dün twitterda yazdığım gibi bu isim kesinlikle Otto Rehhagel. Peki kimdir Rehhagel? Gerçekten Galatasaray için bir futbol aklı olabilir mi?
1938, Almanya Essen doğumlu olan Otto Rehhagel, wikipedia’ya göre Alman Futbol Ligi Bundesliga’da futbolcu ve teknik adam olarak 1.000’in üzerinde maça çıkan tek futbol adamı. Profesyonel futbol kariyerine 1957 yılında başlayan Rehhagel, özellikle 1965-72 seneleri arasında FC Kaiserslauten takımında büyük başarılara imza attı. Futbolu bıraktıktan hemen sonra 34 yaşındayken başladığı teknik direktörlük kariyerinde aslında ilk senelerde fazla başarılı olamadı. İlk takımı FC Saarbrücken’i çalıştırırken, Dortmund karşısında aldığı 12-0’lık mağlubiyetten sonra kendisine Otto Torhagel (Otto Gol Fırtınası) adını takmışlardı. Teknik direktörlük kariyerinin hemen başında aldığı bu sonuça pes etmeyen Rehhagel sırasıyla Kickers Offenbach, Werder Bremen, Arminia Bielefeld, Fortuna Düsseldorf, Werder Bremen, Bayern Münih ve Kaiserslauten takımlarını çalıştırdı. Özellikle Werder Bremen takımının başındayken başardıkları lakabını Gol Fırtınasından, Baş Amiral (Vize Admiral) olarak değişmesine de yol açtı. Bu süre zarfında Bremen Alman Ligine tam anlamı ile damgasını vurdu. UEFA Kupa Galipleri Kupasını kazandı ve ezeli rakipleri Hamburg’u neredeyse her alanda saf dışı bıraktı.
2001 senesinde kariyeri için çok büyük bir adım olan Yunanistan macerasına yelken açtı. EURO 2004 turnuvasında gösterilen müthiş performans sonrasında 2004 senesinde “Yılın Yunanlısı” ödülünü aldı.
Rehhagel’in teknik direktörlük tarzı “kontrollü hücum” şeklinde ifade ediliyor. Savunma iskeletinin temelinde çok güçlü ve iri, hava toplarında başarılı en az 2 bazen 3 oyuncu ve önlerinde de teknik ve güçlü bir libero yer alıyor. Kanatlarda hızlı ve baskılı futbola dayalı oyun taktikleri benimsenirken, hücum hatlarında hava toplarına hakim ve güçlü bir santrafor ile oynuyor.
Takım ruhuna inanan ve önem veren, iyi bir motivasyon ustası olan Rehhagel çoğu zaman savunmaya dayalı bir futbol oynatması ile eleştirilse de, başarısının bu eleştirilere en güzel cevap olduğunu söylüyor.
Alman ekolünü denediği senelerde genellikle başarılı olan Galatasaray’da bu sistemin hayata geçirilmesi mümkün elbette. Özellikle prese dayalı futbol oynarken, fiziksel dayanıklılık ve kondisyonun ön plana çıktığı; disiplinden asla taviz verilmeyen bir sistemde Galatasaray gerçek kimliğine bürünecektir. Mevcut oyuncu kadrosu ile bu sistemi hayata geçirmek zor değil, imkansız. Kale hattından başlayan, savunma ve orta sahada devam eden dayanıksız ve disiplinsiz oyunculara, hücum hattında eklenen beceriksizlik de eklenirse bu sistemin neden bu hali ile hayata geçirilemeyeceği aşikâr. Bu nedenle Helvacı’nın Rehhagel için kullandığı tabir teknik direktör değil, futbol aklı. Takımın tüm sistemini yeniden inşa etmesi istenecek olan Rehhagel’in kendi sistemine uygun oyuncuları getirmesi bekleniyor ki bu yönde bazı anlaşmaların yapıldığını söylüyorlar.
14 Mayıs kongresinde Helvacı seçilir mi bilemem fakat Rehhagel isminin ve sisteminin, Galatasaray’ın kaybettiği ruh ve disiplin anlayışını geri kazanabilmek adına doğru bir adım olduğunu düşünüyorum.
Kariyeri boyunca bir çok lakap kazanan Rehhagel’in son lakabı König yani Kral… Türkiye’ye gelirse bakalım portföyüne hangi lakapları ekleyecek. Tabi Rehhagel ismi Almanya’da da sıkça teleffuz ediliyor. Özellikle Schalke 04’ün sezon sonunda Rehhagel’e gideceği ve takımı ona teslim edeceği söylentiler arasında.
Umarım hayırlısı olur ve kazanan aday günü değil geleceği kurtarmak adına plan yapma cesaretini gösterir.
Kaynaklar:
en.wikipedia.org
blog.espow.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder